Diriliş

DSC_4422

 

Çocukluğumda televizyon reklamlarını takip eder, gazetelerin promosyonları arasından ilgimi çekenler için kupon biriktirirdim.

‘6 ciltlik dev Osmanlı tarihi’ reklamını gördüğümde aklım başımdan gitmişti.

Kuponları biriktirip haftalar sonra kavuştuğum 6 kitabı üst üste koyduğumda neredeyse boyumu geçiyordu!

Ordinaryüs Profesör İsmail Hakkı Uzunçarşılı tarafından hayat verilen eser, ben doğmadan uzun yıllar önce tamamlanmış, benden önceki nesillerin başvuru kaynağı olmuştu.

Osmanlıların bana en çok heyecan veren dönemi, İstanbul’un fethine kadar olan süreçti hep. Eserin ilk iki cildi de Bursa’yı temel alarak bu dönemi anlatıyordu.

Heyecanla okudum; defalarca… Çocukluğumun kelime dağarcığı yetmediği için anlamlandıramadığım, ancak şimdi tanımlayabildiğim nedenlerle…

Çünkü Orta Asya’yı terk ederek geldiği Anadolu’da, Moğol istilasının kan ve ateş çağını yaşayan Müslüman Türklerin yeniden dirilişiydi o dönem…

Kimliğini arayan küçük bir topluluğun, karanlık bir çağda etrafına topladığı Anadolu’nun hemen hemen tamamıyla birlikte, yolu hiç bitmeyen batıya yeniden akmasıydı…

Küçük bir aşiretin beyliğe, beylikten devlete, devletten süper güce doğru evrimiydi.

Ölümün yok oluşuydu; dirilişin kendisiydi.

Kimliğini bulmasıydı o topluluğun… Bursa’da temeli atılan medeniyetin adaletle hükmetmeyi kendine yemin tutan bilinciydi. Ötekileştirmemekti; hoşgörüydü…

Uzun uzun anlatmıştı merhum hoca Uzunçarşılı.

Ölümden dirilişe geçen, dünya medeniyetini inşa eden Osmanlıların kültürünün oluştuğu yerdi Bursa…

Bir çocuğun hayal dünyasıydı. Dirilişti. Kurtuluştu; kuruluştu. Düşen sancağın yeniden kalktığı yerdi.

Şeyh Edebali’den aldığı “Ey oğul, insanı yaşat ki devlet yaşasın” nasihatiyle etrafına bir devlet toplayan Osman Gazi’nin ömrünü yetiremediği muradıydı.

Orhan Gazi’nin babası için fethettiği ocaktı…

Medeniyetin başkentiydi.

6 ciltlik kitabın küçük bir yerinde de olsa Osmanoğlu’nun hırsını Ahmedi’ye şu sözlerle yazdırandı:

“Kafiri yakıp yıkıp o namdar
Bursa’yı İzniği eyledi hisar
Öyle takdir etti hak azze ve cel
Gelmeden o iki, erdi ecel…”

***

Yüzlerce yıl sonra bugün bile hala Anadolu’nun Başkenti Bursa.

Belki de Anadolu’daki birçok şehirden farklı olarak, halen o kültürün taşıyıcısı.

Anadolu’nun bir minyatürü adeta.

Seven ya da sevmeyen;

Bir medeniyetin beşiği Bursa.

Dirilişin adresi…

 

Makale Yaşam 3.513 Okuma
Etiketler: