Estetik cerrahide ‘Doğallık’

 

Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı
Operatör Doktor Murat Tezcan

 

Günümüzde doğallık çok moda…

Meyve-sebzenin doğalı, balın, yoğurdun doğalı, yumurtanın doğal ve organik olanı makbul. Böyle olunca, estetik ameliyatlarda da hastaların doğallığın peşinde olması çok anlaşılır bir şey.

Güzelliğin yüzyıllardır değişmeyen ve en basit tanımına göre bir şeyin güzel olabilmesi için uyumlu, simetrik ve doğal olması gerekiyor. Güzellik kavramı yüzyıllar içinde modaya göre değişiklikler gösterse de, bu 3 temel öğe asla değişmemiştir. Yani bir uzvun vücudun diğer kısımları ile uyumlu olması şart. İri bir yüzde dünyanın en güzel burnu da olsa küçücük bir burun çirkin duracaktır, aynı şekilde minyon bir kadında iri göğüsler hoş görünmeyecektir.

Bunun yanı sıra simetri güzelliğin olmazsa olmazı. Asimetrik göğüsler, asimetrik kulak veya göz yapısı o kişiyi normal dışı algılamamıza neden oluyor.

Söz konusu olan bir estetik ameliyat olduğunda sonucun nasıl olacağına kim karar veriyor? Bu konu sadece hastanın talebi ile mi yoksa sadece doktorun yönlendirmesi ile mi oluyor? Aslında bu konuda hastadan daha bilgili olan kişi kuşkusuz ki Estetik Cerrah’tır. Ancak hastanın vücudundaki değişikliğe doktorun tek başına karar vermesini beklemek de hasta için insafsızlık olacaktır. Burada yetkiyi tamamen hastaya veya doktora bırakmak kişisel zevk ve beğenilerin devreye girmesini doğuracak ve bu da bizi standart dışı güzellik anlayışlarına götürecektir. Üstelik farklı cerrahların farklı bakış açıları ve beğenileri olabileceğini düşünürsek, bu durum bizi içinden çıkılmaz bir noktaya götürür.
Bu durumda hasta ve doktor için en iyi çare estetiğin ve güzelliğin yüzyıllar boyunca üzerinde hemfikir olunmuş kriterlerini dayanak olarak almalarıdır.

Bu yüzden estetik cerrahi, yüzyıllar içinde insan gözünün geliştirdiği ve üzerinde konsensus sağladığı bazı güzellik kriterlerine bağlı kalınarak yapılır. Buna göre yüzümüzde bizi güzel gösteren şey, açılar oranlar ve ölçülerdir. Örneğin burun ile dudak arasındaki açı kadınlarda 100-110 derece ise burun kalkık ve hoş görünür. Ancak kalkık burnun hoş görünmesinden yola çıkarak ”o halde burnu ne kadar çok kaldırırsak o kadar güzel görünecektir” diye düşünmek de doğru değildir. Zira bu açı 120 -130 derece olduğunda elde edilen sonuç yapay, doğal görünmeyen itici bir görünüm olacaktır.

Estetik ameliyat olanların güzelleşmek için bu ameliyatları yaptırdıklarını sanmak yanlıştır. Bu ameliyatlarda temel amaç güzelleşmek değil normalleşmek ya da doğallaşmaktır. Bize gelen hastaların büyük kısmı, aşırı iri memelerini vücudu ile uyumlu bir boyuta getirmek, aşırı kemerli burnunu normal boyuta indirmek, ya da kepçe kulaklarını düzeltmek gibi masum ve normali hedefleyen taleplerle gelmektedir.
Bu gözle bakıldığında hastalarımızın büyük kısmı aslında farkında olmadan güzelliğin 3 temel bileşeni olan uyum, simetri ve doğallık (normallik) peşindedir.

Etrafımızda veya medyada gördüğümüz abartılı estetik ameliyatı sonuçları kimi kişide estetik ameliyatlara karşı olumsuz bir yargı oluştururken kimi kişide ise estetik ameliyatların sonucunun böyle olması gerektiği şeklinde yanlış bir izlenim oluşturmaktadır.
Günümüzde de artık estetik ameliyat sonuçlarında daha doğal görünümler başarılı kabul edilmektedir. Biz plastik cerrahlar da daha normal, daha doğal sonuçlar hedeflemekteyiz.

Estetik bir ameliyatın sonucuna karar verirken hastanın beklentileri göz önüne alınarak, estetik kriterleri eşliğinde vücuda veya yüze en uygun olabilecek sonuç planlanmalıdır. Hatta bazı durumlarda bilgisayar yardımı ile olası ameliyat sonucu simüle edilerek, hastanın ameliyat sonunda alacağı görünüm gösterilmelidir. Bu durum beklentileri ve alınacak sonucu daha iyi realize ettiği için doktorun ve hastanın işini de kolaylaştırmaktadır.

Unutulmamalıdır ki; en iyi estetik ameliyat, güzel görünen ama yapıldığı belli olmayandır.

Makale 6.726 Okuma
Etiketler: